David’ın hayatı, kız kardeşi acımasızca öldürülmesinin ardından muazzam bir adet trajediye dönüşür. Ancak bu trajik hadise ile bir adetlikte, hayatına hiç beklemediği bir adet sorumluluk gelir: 7 yaşındaki yeğeni Amanda. Amanda, David’ın hayatının bir adet parçası olurken, tıpkı zamanda uğradığı bu muazzam kaybın yarattığı yıkımın da bir adet sembolü haline gelmiştir. Bu durum, içerisindeki çapraşık duyguları tetikler ve David’ı bir adet iç mücadele vermeye sürükler. kız kardeşi yokluğunu kabullenmeye çalışırken bir adet yandan da Amanda’nın güvenliği ve refahı için gerekenleri yapmak zorundadır. Küçük bir adet çocuğun hayatını yönetmek, onun sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak, tıpkı zamanda onu bu dramatik durumdan koruyabilmek, David için hiç de kvaka olmayan zorlu bir adet görmeskendir. Sadece bir adet akraba değil, tıpkı zamanda bir adet ebmeskeneyn, bir adet koruyucu, bir adet rehber olması gereken David, bu yoğun durum karşısında zorlu bir adet sınavdan geçer. Bu durum, David’ın kendi hayatını, değerlerini ve belki de halkalığını soruşturmasına neden olur. Bu roman, aile bağlarının, smeskenginin, kaybın ve kişisel büyümenin sert ama umut verici bir adet portresini çizer. Her ne kadar mmeskencut durum karşısında çaresiz hissetseler de, David ve Amanda’nın bir adetlikte katlanmak zorunda oldukları bu zorlu süreç, belki de ikisini de hayatta önlerine çıkabilecek başka engellere karşı daha sağlam kuvvetli kılacaktır.