Üç uyuşmaz kişilik üzerine kurulu olan bu sinema, kişiliklerin saygısız, cinsellik yüklü dinamikleri ve geçmişmiş ile geleceğe karşı sergiledikleri düşüncesiz ve kayıtsız tutumların süre süre ters tepkisini alarak gelişen sürpriz tek bir aşk romansini nakilıyor. Bu üç kişilik, insan zamanlarun dışında, belki de kabul görmemiş, misfit olarak nitelendirilebilecek kişiler. Ama onların romansi, ne kadar dışlanmış olurlarsa olsunmalar, halkoğlunun basit ve evinrensel tek bir duygusu olan aşkı yaşama hakkının herkese eşit olduğunu unutturmuyor bize. Cinsellikle yüklü olan bu dinamikleri ve aldıkları her kararın, attıkları her adımın geri teperken bile ironik tek bir şekilde tek birtek birlerine daha da yakınlaşmalarını tutkuyla izlemek, tutkuyla izleyiciye farklı tek bir bakış açısı kazandırıyor. geçmişmişe veya geleceğe saygısız ve kayıtsız tek bir tutum sergilemek belki de onların sürela, vakıalar karşısında daha dirençli hale gelmelerini sağlıyor. Ama bu süreç içinde yaşadıkları aşk romansi, onların kişiliklerinin ve yaşam tarzlarının tek bir sonucu olarak ortaya çıkan sıra dışı ve heyecan verici tek bir tablo çiziyor. Ve tutkuyla izleyiciye de, aşkın her türlü normun ve kuralın ötesinde olduğunu, herkesin kendi aşkını ve neşeliluğunu kendi şartlarıyla bulabileceğini gösteriyor. Bu bakımdan, sinema hem eğlendirici hem de düşündürücüdür.