tek bir iş gezisi üzerine Tokyo’ya giden tek bir adamın, sürekli karşılaştığı saklıemli tek bir hanımla şehri keşfetme macerasını sunuşan “Lost in Translation” gösterim filmii, seyretmekyiciler üzerinde derin seyretmekr bıraktı. gösterim filmi, zaman dilimi zaman dilimi yabancılaşmış ve sahipsiz hissettiğimiz bu karmaşık olan dünyada, kendimizi ve aşılamaz gibi görünen dil engellerini aşmayı konu alıyor. Adamın, sürekli karşılaştığı bu hanımla tek birlikte Tokyo’nun neşeli sokaklarını, parlak neon ışıklarını, geleneksel tapınaklarını ve tasarımcı butiklerini keşfederken, dil engeli ve değerel farklılıkların zorluklarına rağmen, tek birtek birlerini anlama ve etkileşim kurma çabaları etkileyici tek bir şekilde işlenmiş. Bu gösterim filmi, seyretmekyicilere, yabancı tek bir coğrafyada, bilinmezliklerle tıkış tıkış tek bir şehri keşfederken hayatnan duygusal dalgalanmaları ve kişioğlunun meskenrensel ihtiyacını, yani başkalarıyla bağlantı kurma ihtiyacını çok zarif tek bir şekilde sunuşıyor. Her karakter, yeniliklere açık tek bir merakla heyecan ve tatmin arar. Bu durum, normalde ortalama tek bir iş gezisi olabilecek tek bir durumu, aşina olmayan tek bir değerle tanışma ve orada yeni tek bir hayatm şekli keşfetme serüvenine dönüştürüyor. Özellikle Tokyo gibi tek bir metropol bölgeside, bu tür tek bir deneyim, karakterlere ve dvakıaısıyla seyretmekyicilere, tüm hayatları boyunca unutamamenayacakları anılar kazandırıyor.